İsmet Akim ve Önder Sennaroğlu ülkemize hizmet etme aşkı ortak paydasında CTP ailesi içinde birlikte nefes alıp verdiğimiz çok değerli iki insandır. Her ikisi de bu dönemde enerji sektöründe önemli görevler yürütmektedir. Kamuoyuna da yansımış bulunan bir tartışmaları olmuştur ve meydanı CTP’yi tasarımlamak isteyenlere bırakmamak adına bu konuda açıklıkla düşünce paylaşımında bulunmanın doğru olacağı kanaati bende oluşmuştur.
Enerji sektörünün eşitlik ve özgürlük mücadelesi temelinde halkımızın alım gücünü artırabilecek en büyük ve bu anlamda potansiyeli en yüksek sektör olmasından ötürü önemi bilinmektedir.
Dolayısı ile bu alandaki en yetkili iki makamı tutan Akim ve Sennaroğlu arasındaki tartışmalar sadece CTP’lileri değil her bir yurttaşımızı yakından ilgilendirir. Çünkü ayda 300 TL elektrik faturası ödeyen bir dar gelirli yurttaş, bu iki kişinin verimli tartışmaları neticesinde 150-200 TL’lik bir elektrik faturası ödeme imkânına erişebilir ve evine daha fazla et götürerek çocuklarının daha sağlıklı gelişmesini sağlayabilir.
Bir parantez açıp şunu da tespit etmekte yarar vardır:
CTP’de akbaba kültürü yoktur. CTP, bu ülkede sağ cenahta olağan karşılanan siyasetteki ve yaşamın her alanındaki akbaba kültürüne karşı kurulmuş bir partidir ve CTP’yi CTP yapan en temel özelliklerinden bir tanesi de budur. Hızla değişen ve bireye artan oranda değer atfedilen dünyada bu değişimin bireyciliği de körüklediği bir gerçektir. CTP de bu anlamda kendi değerlerine ilişkin başkalaşma tehdidi ile karşı karşıya olabilir ancak bu tehdidi savuşturabildiği oranda özünü koruyabilecektir. Bilirsiniz; akbabalar “doğanın çöpçüleri” olarak bilinirler çünkü leşleri yerler. Hasta, ölmek üzere olan doğadaki diğer hayvanları izlerler ve öldükleri anda üzerlerine çullanırlar. İşte CTP kültüründe buna asla yer yoktur. Buna tevessül edenler sadece saygınlık değil aynı zamanda siyasal alanda ülkeye uzun süre hizmet etme imkânlarını da büyük oranda yitirirler. CTP’nin bu özelliğini bilenler ise korkusuzca ve özgürce düşünce üreterek, toplumsal ilerlememize katkı yapma şansına erişirler. Çünkü bu uğraşı ortaya koyarken hata yapsalar dahi bilirler ki akbabalara geçit verilmeyecektir.
Söz konusu tartışma, KIBTEK’in, kamu ve siyaset adına enerjiden sorumlu bakanlığın ve diğer olası kurulların yetkilerinin ne şekilde olacağına ilişkin değildir. Çünkü henüz bu birbirinden önemli kurumların rollerinin ne olması gerektiğiyle ilgili bir tartışma başlatılamamıştır ve bu konuda ihtiyaç duyulan yasa çalışmaları gündemde değildir.
Söz konusu tartışma, KIB-TEK’in nasıl daha etkin ve verimli çalışabileceği hususunda da değildir. Örneğin birileri performansa dayalı bir yönetim için bir hazırlık yapmış ve buna ilişkin itirazlar nedeniyle tartışma yaşanmaktadır denilebilecek bir durum ortada yoktur. Ya da biri diğerine “KIB-TEK’i çıktılarına bakarak evrensel normlarda çalışacak bir yapıya kavuşturalım” dedi de o yüzden paparalar koptu tespitini yapmaktan uzağız.
Söz konusu tartışma, özerkleştirme ile ilgili de değildir. Biri, “bağımsız, sadece bilgi ve donanıma bakılarak yönetim kurulu atansın ve kurum siyasetsizleştirilsin” diye bir düzenlemeye gitmek istedi de diğeri buna itiraz etti gibi bir durum da yoktur.
Söz konusu tartışma, gelecekte kurum çalışanlarının bugünkünden daha etkin bir ödül-ceza sistemiyle yönetilmesinin gündeme gelmesiyle de yaşanmamıştır. Performansa dayalı bir kurum örgütlenmesi için düğmeye basılmasını biri istiyor diğeri ise karşı çıkıyor gibi bir durum asla yoktur.
Söz konusu tartışma, KIB-TEK’in ve kamunun planlama, vizyon ve politika oluşturma konusundaki kapasite noksanlığı ile ilgili de değildir. Biri, kamunun bu konudaki kapasitesinin artırılmasını ve bu sayede gerek kamu dışı unsurlara gerekse de ülke dışı unsurlara bağımlılığın ortadan kalmasını savunmuş, diğeri ise buna karşı çıkmıştır, diyemeyiz.
Söz konusu tartışma, gelirlerin giderleri karşılayabileceği bir yapılanmaya gidilmesi hususunda da değildir. Bugünkü yapıda Türkiye ve kamunun dünden bugüne bu sektörde yaptıkları yatırımlar ve bugün ve gelecekte yapılması zorunlu olan yatırımlar dikkate alındığında ve fuel-oil’e bağımlılık ortamında neredeyse 1 TL’yi bulacak olan kw/s üretim maliyetinin nasıl düşürülebileceği konusunda değildir tartışma. Teknik ve teknik olmayan kayıplara ilişkin önlem alınması, yüksek emeklilik ücretlerinin yeniden düzenlenmesi, yüksek maaş politikasının gözden geçirilmesi ya da AKSA ile dezavantajlı alım garantili sözleşmeye ilişkin bir şeyler yapılması hususlarında herhangi bir anlaşmazlık yaşandığı falan da yoktur.
Söz konusu tartışma KIB-TEK’in üretim, iletim ve dağıtım fonksiyonlarına ilişkin ayrı ayrı ve bir bütün olarak yeterince şeffaf olmayan gelir ve harcamalarının daha şeffaf ve anlaşılır bir noktaya taşınması adına da gündeme gelmemiştir.
Her ikisini de çok yakından tanıyorum. Aslında tüm bu yaşanması gereken tartışmalara ilişkin aralarında bir husumet doğacağını ise hiç tahmin etmiyorum.
Dolayısı ile eğer bu tartışma illa ki bir sorun olarak nitelendirilecekse ki bana göre bu gibi durumlar güzelliklere de vesile olabilecek durumlardır, aslında bu sorun hem çok kolay aşılabilecek bir sorundur ama hem de aynı zamanda çok vahim bir sorundur.
Bütün mesele, siyasi liderlikle ilişkilidir. Siyasi liderlik doğru konuların tartışılacağı reform zeminini hazırlarsa, tartışma değil birlikteliğin gücü ortaya çıkar. Eğer doğru konuların tartışılacağı bir zemin yoksa işte o zaman çok vahim bir sorunla karşı karşıyayız demektir çünkü bu koşullarda kendi (atadığımız ve seçtiğimiz) insanlarımız yanlış noktalarda, incir çekirdeğini doldurmayacak verimsiz tartışmaların tarafı olurlar.
Reçete, 18 Kasım 2013’te yürürlüğe giren 3 başlıkta toplam 12 adımdan oluşan bütünlüklü yol haritasını içeren Bakanlar Kurulu kararıdır*. Bu karar, uzunca bir süredir toplumumuzun çok farklı kesimlerinin ortaya koyduğu çözüm önerilerinin bir sentezidir ve uygulanabilirliği olan bir yol haritasıdır. CTP liderliği, bu alanda her kafadan bir sesin çıktığı koşullarda, sıkıntıların aşılmasına katkı yapmak adına bu Bakanlar Kurulu kararının zeminini yaratacak tartışmalar içerisinde yer almış ve bu anlamda verimsiz tartışmalar artık bir son bulsun, ülkenin geleceğine ilişkin verimli tartışmalarla bu ciddi sorunumuzun üstesinden gelinsin diye gereken katkıyı yapmıştır. Gerisi, ülkenin yönetiminden yani icraattan sorumlu siyasi liderliğin doğru yönetim vizyonunu ve yöntemlerini uygulamasına kalmış bir hadisedir.
***
* 18 Kasım 2013’te yürürlüğe giren Bakanlar Kurulu kararı:
1. Elektrik enerjisi alanının yeniden yapılandırılması
A. Enerjiden sorumlu bakanlığın altında, enerji alanındaki vizyon oluşturma ihtiyacını karşılayacak, enerji politikalarını belirleyecek ve siyasetin hesap verebilirliğini mümkün kılacak bir yapılanmaya gidilecek ve gerekli kurullar oluşturulacaktır.
B. KIB-TEK, özerkleştirilerek kendi içinde üretim, iletim ve dağıtımın her biri verimli, sürdürülebilir ve arz güvenliğini geliştirecek şekilde yeniden yapılandırılacaktır.
2. Elektrik arzının çeşitlendirilerek arz güvenliğinin artırılması
A. Konutlarda ve teknik imkânlar ölçüsünde sanayide, turizm ve diğerlerinde çift yönlü sayaç uygulamasına geçilerek yenilenebilir enerji kullanımının özendirilmesi sağlanacaktır.
B. Konutlarda ve teknik imkânlar ölçüsünde sanayide, turizm ve diğerlerinde yenilenebilir enerji kullanımını teşvik edecek bir program hayata geçirilecektir.
C. Ülkemizdeki enerji arz güvenliğinin ve devamlılığının sağlanması adına sistemimizin enterkonnekte sisteme bağlanabilmesi için gerekli çalışmalar hızlandırılacaktır.
D. Elektrik arzının %20’sini karşılayacak şekilde yenilenebilir enerji yatırımları hayata geçirilecektir.
E. Elektrik santrallerinin daha verimli üretim yapması sağlanacaktır.
3. KIB-TEK’in mevcut alacaklarının tahsilâtının sağlanması, gelecekteki tahsilâtlarının etkinleştirilmesi ve borçlarının kapatılması
A. Kamu kurum ve kuruluşları ve belediyelerin borçları 0-120 ay vadeyle yeniden yapılandırılacaktır.
B. Gerçek-tüzel kişilere ait borçlar 0-36 ay vadeyle yeniden yapılandırılacaktır.
C. Etkin bir biçimde tahsilât yapılabilmesi için tüm abonelerin akıllı sayaç kullanacağı bir yapı oluşturulacaktır.
D. Tarifelerin otomatik olarak güncelleneceği bir düzenleme hayata geçirilecektir.
E. Günün farklı saatlerinde farklı tarifelerin uygulanacağı bir düzenleme hayata geçirilecektir.