Faiz Sucuoğlu baklayı ağzından çıkardı: “Hastaneler kamu-özel işbirliği ile inşa edilecek, detaylar belirsiz”

Sağlık Bakanı Sayın Faiz Sucuoğlu, Yeni Bakış gazetesine, yeni hastanelerin finansmanına ilişkin açıklamalarda bulundu. Sağlıkta özelleştirme devri başlıyor. Faiz beyin açıklamasının detayları şöyle:

  1. Yeni devlet hastanesinin finansmanını Türkiye Cumhuriyeti karşılayacak.
  2. Türkiye’deki şehir hastanelerinin statüsünün aynısı uygulanacak.
  3. İhaleye çıkılacak.
  4. İhaleyi kazanacak olan firma hastaneyi bitirdikten sonra 20-25 yılda yatırımının geri dönüşünü alacak.
  5. Türkiye garantimiz olacak (BÖ: Yatırımcı yıllık öngörülen geri dönüşü alamadığı zaman Türkiye yatırımcıya bir ödeme gerçekleştirecek).
  6. İhalenin Türkiye’de mi yoksa KKTC’de mi açılacağı konusu henüz belirsiz.
  7. 200 bin metre karelik alana hastane yapacak firma bizde varsa onlar da ihaleye katılabilecek.
  8. Ülkemizdeki küçük hastanelerin yapımı da aynı metotla gerçekleşecek.
  9. Küçük hastaneler 1,5 yılda, büyük hastaneler 2 yılda tamamlanacak.
  10. Bu modelle yapılacak hastanelerin altyapı harcamaları için sağlık fonu kullanılmayacak –garanti kapsamında firma(lar) bakım onarım işlemlerinden sorumlu olacak; eğer sorumluluklarını yerine getirmezlerse onlara yapılacak ödemelerden kesintiye gidilerek bu bakım onarım işleri yapılacak.
  11. Bu konuda (hastane yatırımının finansmanı) ayrıntılı bilgi edinmek isteyenler Türkiye’deki sistemi (BÖ: şehir hastaneleri konsepti ile yapılan hastaneleri) incelesin.
  12. Muhalefet buna karşı çıkıyorsa Dr. Burhan Nalbantoğlu ile devam edeceğiz (BÖ: Bizde gerekli finansman kaynağı yok, Türkiye de KÖİ modeli dışında herhangi bir finansman sağlamayacağını net olarak ifade ediyor).
  13. Türkiye 2 milyon versin de bütün hastaneleri yapalım diye bekleniyorsa Türkiye de dünya da böyle bir sistemle çalışmıyor.

Sayın Faiz Sucuoğlu sözlerini şöyle tamamlıyor:

“Üniversitelerin de gündeme geldiği dönemde aynı ekibin babaları, amcaları karşı çıkıyordu. Zihniyet demek ki aynı, değişmiyor. Şimdi buna da karşı çıkıyorlar. Her ne hal ise üniversitelerde en önde alkış tutan kişiler bunlardır. Biz burada dünyayı yeniden keşfetmiyoruz. Bu sistemi merak eden Türkiye’deki sistemi alsın okusun. Eleştirisi olan ortaya koysun, biz bu eleştirileri de Türkiye ile görüşmeye hazırız. Biz yaptık doğrudur diye bir anlayışımız yoktur. Ancak böyle atılımların önü kesilmesin, yazık olur. Ufuklarını geniş tutsunlar”.

***

En sondan başlayarak Sayın Sucuoğlu’nun açıklamalarını yorumlamakta yarar görüyorum.

Biz hükümeti, yıllık % 5 ekonomik büyüme öngörüsü doğrultusunda ihtiyaç duyulan yılda yaklaşık 2 milyar TL’lik sabit sermaye yatırımlarının hayat bulmasını sağlayamadığı için eleştiriyoruz. 2016 ve 2017 yılında gerek kamu sabit sermaye yatırımlarında gerekse de özel sabit sermaye yatırımlarında hükümetin sergilediği çok düşük performans nedeniyle bir arpa boyu yol kat edilememiş ve ekonomik büyüme öngörüsünün çok altında bir büyüme gerçekleşmiştir. Atılım yanlısı, ufkunuzu geniş tuttuğunuz haliniz bu ise bir de atılıma karşı olsanız, ufkunuz dar olsa kim bilir nasıl bir yönetim sergileyecektiniz.

Üniversitelerle ilgili vakti zamanında yaşanan tartışma neydi bilemeyiz ancak bugün yükseköğrenimin ekonomimize yaptığı büyük katkıyı sanırız ki kimse inkâr edemez.

Sadece bu alanda sunulan hizmetlerin değil ülkemizde okuyan öğrencilerin yararlandığı tüm kamusal hizmetlerin kalitesinin artırılması yönünde her türlü yatırımın ve reformun takipçisi konumundayız. Son 18 ayda ülkemizdeki öğrencilerin yararlandığı toplu ulaşım, cep telefonu, internet, elektrik, su ve benzeri temel hizmetlerde kaliteyi artırma ve maliyetleri düşürme yönünde tek bir adım dahi atmayan, tek bir reform eylemini tamamlayamayan, hiçbir yapısal düzenlemeye gidemeyen bir hükümetin mensubu olarak Sayın Sucuoğlu’nun üniversiteler üzerinden yapmaya çalıştığı demagojinin toplumsal karşılığı bulunmamaktadır. Önce görevde olduğunuz sürede bu sektör için ne yaptığınızı söyleyin ki bize bu alanda getireceğiniz eleştirilerin bir manası olabilsin.

Hem bir yandan “eleştirisi olanlar eleştirisini ortaya koysun, bunlar Türkiye ile de görüşülsün” diyeceksiniz hem de diğer yandan “bunların ufukları dardır, bunlar atılımlara karşıdır” diyeceksiniz. Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu Sayın Sucuoğlu? Merak edip soruyoruz, perde gerisinde ne pişirdiğinizi öğrenmeye çalışıyoruz. Karşılığında bizi yeni hastane yapılmasına karşıymışız gibi bir noktaya hapsetmeyi deniyorsunuz. Bu mudur sizin demokrasi anlayışınız, demokrasi ufkunuz Sayın Bakan?

Ülkemizde ihtiyaç duyulan yapısal düzenlemeleri birer tehdit olarak ele alan, sürekli bir öteki üzerinden düşüncelerini ifade etmeye çalışan, Türkiye ile ilişkileri de bu bağlama hapseden marjinal toplum kesimlerinin yapmaya çalıştığından herhangi bir farkı var mıdır bu yaptığınızın? Onlar da işin kolayını bulup tehditler, karşıtlıklar ve ötekileştirme üzerinden kendilerini konumlandırıyor, siz de!

Kaldı ki sizin açıklamanız, “her konuda mutabakat sağlandı” şeklinde idi. Sayın Akdağ da “hastane için işbirliği anlaşması kısa süre sonra imzalanacak” dedi. Bu durumda topu taca atmadan bu işleri uygularken öncelikle ne yapacağınızı şeffaf bir şekilde açıklamak ve ardından da nasıl bir toplumsal süreç öngördüğünüzü netleştirmek size düşmüyor mu?

Demokratik süreci tasarlamak, paydaşlarla konuyu istişare etmek, demokratik katılımcılık mekanizmalarını çalıştırmak ve Kıbrıs Türk halkının ihtiyaç ve beklentileri doğrultusunda bu uygulamaları hayata geçirmek, gerekirse bu kapsamda herhangi bir işbirliği anlaşmasına imza atmak iktidarların sorumluluğu değil mi?

Bu sorumluluğunuzu size hatırlatanlara “babası da üniversitelere karşıydı” şeklinde yanıtlar vermeniz devlet yönetme sorumluluğu ile ne yazık ki bağdaşmamaktadır!

***

Gelelim esas meseleye…

Öncelikle yeni hastane yatırımlarının KÖİ modeli ile inşa edileceğini açıkladığınız için teşekkür ederiz.

Keşke sizi bu açıklamayı yapma konusunda zorlamak durumunda kalmasaydık da siz kendiniz Türkiye’de “tamam” dediğiniz konuları toplumumuzla şeffaf bir şekilde gününde paylaşmış olsaydınız.

“Zararın neresinden dönülürse kârdır” diyerek konuyu değerlendirelim:

  1. Yeni hastane yatırımını kim yapacak? Biz mi? Türkiye Cumhuriyeti mi? Türkiye Cumhuriyeti’nin belirleyeceği bir firma mı? Bizim belirleyeceğimiz bir firma mı? Bu alternatifler arasında dağlar kadar fark vardır. Belli ki kafanız karışık bu konuda. Yani bir belirsizlik söz konusu ve siz de bilmiyorsunuz aslında ne yaptığınızı. Eğer yatırımları Türkiye Cumhuriyeti yapacaksa kendi kamu bütçesinden bir ödeme gerçekleştirecek demektir. Eğer ihale Ankara’da açılacaksa hastanenin yöneticisi de Türkiye olacaktır. İhale KKTC’de açılacak ve yatırımcıya sunulacak taahhütler ya da garantiler KKTC tarafından üstlenilecekse bunun da iyi kurgulanmasına ihtiyaç duyulmaktadır. Hangi alternatif üzerinde çalışıldığı belirsizliğini korumaktadır ve bu durum sizin işin ehli olmadığınızı, süreci iyi yönetemediğinizi işaret etmektedir.
  2. Bu belirsizlik ortamında KKTC’nin üstleneceği mükellefiyetleri tartışmak mümkün değildir ancak yakın geçmişte yaşanan su işletmesine ilişkin tecrübeler, buna bağlı toplumda oluşan hassasiyetler ve yürütülen tartışmalar ışığında görevde hangi hükümet olursa olsun şu ilkesel duruşu Kıbrıs Türk halkının benimsemesinde büyük yarar vardır: 1) KKTC Sağlık sistemini ve bu sistem içerisindeki tüm hastaneleri KKTC Sağlık Bakanlığı yönetmelidir; 2) KKTC’de KÖİ modeli ile gerçekleştirilecek herhangi bir kamusal yatırımının ihalesi Lefkoşa’da açılmalıdır; 3) İhaleyi kazanacak işletmecilerin KKTC ile sözleşme imzalaması ve yükümlülüklerine ilişkin tek muhatabın KKTC makamları olması gerekmektedir; 4) Yatırımcıların olası kredi ihtiyaçlarının karşılanması hususunda Türkiye Cumhuriyeti’nin desteği sağlanmalıdır; 5) İmzalanacak sözleşmeye göre KKTC’nin üstleneceği sorumluluklar kapsamındaki mali yükümlülükler KKTC’nin mali yapısı göz önünde bulundurularak formüle edilmeli ve sağlık bütçesinin abartılı ve belirsizlikle malul biçimde büyümemesi gözetilmelidir; 6) Sözleşme sonunda hastanenin mülkiyetinin KKTC’ye devri sözleşme içerisinde mutlaka yer almalıdır ve 7) Eğer sözleşme süresince yatırımcıya ödenecek herhangi bir kira bedeli veya garanti kapsamındaki herhangi bir ödemeye ilişkin Türkiye Cumhuriyeti’nin bu bedelleri ödeme taahhüdü olduğu bilgisi gerçekse, bu konuda Türkiye Cumhuriyeti ile uluslararası bir işbirliği anlaşmasının imzalanması gerekmektedir.

Özetle, KKTC’de inşa edilecek hastaneler mutlaka KKTC idaresi yönetiminde olmalı, Türkiye Cumhuriyeti’nin mali ve teknik katkıları iki devlet ilişkisini aşan ve doğal sonucu entegrasyonu / vilayet olmayı çağrıştırmayacak şekilde tasarlanmalıdır.

Buna ilaveten, yapılacak herhangi bir yeni hastanenin gerçekten amaca uygun şekilde halkımızın nitelikli ve uygun maliyetlerle sağlık hizmetlerinden yararlanmasına katkı sağlayabilmesi için sağlıkta yapısal dönüşümün mutlaka tamamlanması gerekmektedir. Ki bu konuda görev süreniz boyunca hükümet olarak adım atamadığınızı, Genel Sağlık Sigortasının önemini gözlerden kaçırmaya çalıştığınızı ve bu açığınızı kapatmak için somut, elle tutulur bir proje olan yeni hastane ve benzeri hususları ön plana çıkarmayı denediğinizi gözlemlemekteyiz.

***

Seçim sürecinde sağlık alanına ilişkin sizin belirleyeceğiniz yüzeysel gündemleri değil halkın gündemini konuşacağız. Size birtakım sorular soracağız:

1) Sağlıkta yapısal dönüşüm kapsamında neyi başardınız neyi başaramadınız?

2) Tren Yolu Polikliniği tadilatını üstlenen iş insanları niye önceki dönemlerde böylesi bir özveride bulunmuyorken sizin döneminizde bu işe girişti? Bu takdir edilmesi gereken duyarlılığın ve toplumsal bilincin açığa çıkmasını sadece arkadaşlık ilişkisi ile mi sağladınız?

3) Özel bir hastaneye sizin döneminizde ve üstelik bizzat bana “raporları önce sana vereceğim sonra ödemeyi gerçekleştireceğiz” dediğiniz halde herhangi bir denetim raporu olmaksızın yaptığınız ödemelerin ya da yurtiçi sevklere ilişkin bütçeyi aşan çok ciddi harcamaların ve bu bağlamda aslında halkımıza önemli bir hizmet sunmakta olan bu özel hastane ile ilişkilerinizin kamu menfaatinin gözetilmesi, devletin zarara uğratılmaması, şeffaflık ve hesap verebilirlik gibi ilkeler bakımından sağlıklı olduğunu düşünüyor musunuz? Daha açık ifade etmek gerekirse, halkımızın ‘bu hastane mi sizi yönetiyor yoksa siz mi bu hastaneyi yönetiyorsunuz’ şeklindeki sorgulamalarına yanıtınız nedir?

4) Yeni hastaneler için öngördüğünüzü açıklamış bulunduğunuz ve Türkiye ile tam mutabakata vardığınızı ifade ettiğiniz KÖİ modelinin detayları nelerdir?

Tüm bu konuları tartışırken lütfen demagojiden medet ummayınız. Zira bizim için siyasetin odağında insan vardır, hizmet vardır. Yatırım ya da yatırımcı düşmanı olduğumuz şeklindeki kötü düşünceleri de lütfen kafanızdan silip atınız çünkü bunları dile getirdikçe eski siyaseti çağrıştırıp kendi kendinize zarar vermektesiniz.

Tüm bu sorgulamalar karşısında cevabınızın “babası da üniversitelere karşıydı” şeklinde olması siyasi düzey açısından da sorgulanmanız sonucunu doğuruyor ki bu bizim de işimize gelmez çünkü biz ülkemizde iyi işler yapılmasının derdindeyiz, kara koyun arayışında değiliz.

Bu seçim sürecinde nitelikli siyaset yapalım, bu konuda beyefendice bir anlayış birliği içerisinde sürece katkımızı yapalım, belden aşağıya vurmaktan medet umar durumuna düşmeyelim.

Toplumsal varoluş mücadelemizin gelinen aşamasında hükümetlerimiz açısından marifet;

İnsanımıza kaliteli hizmeti en hızlı biçimde sunmak için gerekli çalışmaları kararlılıkla yürütürken aynı zamanda,

1) Özel sektörle mutlaka ama mutlaka alabildiğine şeffaf, hesap verilebilir ilişki biçimlerinin tesis edilmesi ve

2) Siyaseten toplumsal varlığımızın korunarak geliştirilmesi, Türkiye ile ilişkilerin iki devlet esasına göre düzenlenebilmesi ve Türkiye Cumhuriyeti’nin bize sunduğu olanakların entegrasyona değil gerçekten kendi ayakları üzerinde durabilecek bir sisteme kavuşmamıza hizmet etmesini sağlamak olmalıdır.

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Twitter resmi

Twitter hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s