6 Nisan 2017 tarihinde Kanal T’de yayınlanan Günaydın Kıbrıs programında yaptığım ve 10 Nisan 2017 tarihinde Havadis Gazetesi tarafından haberleştirilen elektrik alanına ilişkin güncel değerlendirme…

Arz güvenliği, arz çeşitliliği, maliyetlerin düşürülmesi ve çevre öncelikli konular…
Halkımızın öncelikli beklentisi kesintisiz elektriktir. İkinci öncelikli konu faturaları en uygun noktaya çekebilmektir. Üçüncüsü ise çevredir. 2016 istatistiklerine göre günde iki tane kanser vakası görülen ülkemizde çevre boyutu son derece önemlidir. Arz güvenliği, maliyetlerin düşürülmesi ve çevre boyutlarına dikkat ederek vizyon belirlemek gerekir. Fuel-oil kullanımını asgari düzeye düşürmek, maliyetleri düşürmeyi de önemseyerek arz çeşitliliği sağlamak zorundayız. İşin odağında arz çeşitliliğini sağlamak var. Yenilebilir enerji kullanımını azami düzeye çıkarmak gerekiyor. Teknik yönden hem bunu sağlayabilmek hem de arz çeşitliliği için bir devlet politikası olan kablo projesi ile ilgili süreci ilerletme zorunluluğumuz var. Bu proje gerçekten kesintisiz elektrik sunmamıza hizmet edecek mi? Gerçekten maliyetleri düşürecek mi? Gerçekten çevreye katkısı olacak mı? Bu boyutları göz önünde bulundurarak bu proje ile ilgili çalışmak gerekiyor.
Kablo projesinin maliyeti şu anda meçhul…
Biz tahsilatları etkinleştirdik. Yapısal dönüşüme odaklanmamız gerekir. Maliyetleri düşürmek için bu önemli. Kablo ile elektrik gelmesi halinde maliyetin ne olacağı şu anda belli değildir. Kablo projesinin maliyeti şu anda meçhuldür. Bunun çalışılması gerekir. Bu konuda gerekli çalışmaları yürütmeden kablo projesine karşı çıkmak bahsi geçen üç hedef doğrultusunda halka hizmet etmekten sizi alıkoyar. Projenin maliyeti 5 kuruş mu olacak 10 kuruş mu olacak ortaya çıkarmak lazım. Kablo üzerinden bize elektrik kaça satılacak bunu da görmek gerekiyor. 15 kuruş mu 20 kuruş mu, bunu da ortaya çıkarmak şart. Bu çerçevede bir maliyet hesabıyla bu işi temize havale etmek lazım. Bu gibi konularda bağıra çağıra iş yapmak mümkün değil.
Gözümüz hükümetin üzerinde. İzleyip denetleyeceğiz…
Ekonomi ve Enerji Bakanı Sayın Atun’un bahsettiği şeyler bizim çizdiğimiz bu çerçeve ile örtüşüyor ancak bu süreçlerin nasıl yönetileceği de çok önemlidir. Örneğin yenilebilir enerji konusunda ihale olacak mı olmayacak mı? Objektif bir ihale mi olacak yoka yakınlarına mı verecekler? Kamu menfaati doğrultusunda bu çalışmalar yürütülmeli. Biz Enerji Bakanı yenilebilir enerjiyi artıracağız dediği zaman buna muhalefet etmeyiz ancak uygulamalarını izleyip denetleyeceğiz. Gözümüz üzerlerindedir.
Sunat Atun AKSA konusunda erken konuştu…
AKSA’nın sözleşmesi 2024’te tamamlanıyor. Kablonun kapasitesi ne olacak? Bizim puant yükümüz belli. KIBTEK’in üretimi ve kablonun bize sağlayacağı kapasite ülkenin ihtiyacını karşılayacak düzeyde ise AKSA ile 2024’te sözleşme imzalamamıza gerek kalmayacak. Sayın bakan bu konuda çok erken konuşuyor. Bu konuda propaganda yapmasına hiç gerek yok. Kablonun kapasitesi görülmeli. 25, 30, 40 yıllık projeksiyonları yaptıktan sonra AKSA’ya ihtiyaç olup olmayacağı anlaşılabilecek. Gerekirse 2024’te AKSA’ya “hadi güle” denilir, gerekirse, “Sen burada istiyorsan dur, alım garantisi yok, senden ihtiyacımız oranında alırız ve bunu sana öderiz. Zaten bu motorları sen buraya getirdin, söküp götürmek bir masraf senin için. Bugüne kadar elde ettiğin gelir söz konusu olmayacak, istersen buyur kal” da diyebiliriz.
Maliyetlerin nasıl düşürüleceği üzerinde çalışılmalı…
KIBTEK ile ilgili konularda net cevaplar verilemezse kaş yapalım derken göz çıkarırız. Kabloyla birlikte gündeme gelecek arz güvenliği ne kadar güvenli olacak? Eğer burada bir yedek güç söz konusu olmayacaksa, zaten kablo ile gelecek olan elektriğin bütün ihtiyacı karşılamayacağı koşullarda, hele AKSA da gidecekse, KIBTEK’in üretim noktasında yeni yatırımlarla güçlendirilerek mutlaka faal durumda olması gerekiyor. Yapılacak olan projeksiyonlar muhakkak KIBTEK’in yatırılmalarını da içermeli. Türkiye ile imzalanan programda dağıtımın özelleştirilmesi var. Bununla ilgili bizim bir şey söyleyebilmemiz için çok erken. Maliyetleri düşürme noktasında ne gibi düzenlemeler yapılabilir? Şu anda yakıt dışında KIBTEK’in yarattığı maliyet yüksektir. Örneğin kamunun KIBTEK’e borçları var. Bunlar ödenebilir mi? KIBTEK’in emeklileri çok ciddi bir finansman yükü oluşturuyor. Bu kamuya aktarılabilir mi? Hangi çerçevede aktarılabilir? Bunlar masaya yatırılıp konuşulmalı. Bunlar konuşulmaksızın adım atılması halinde kaş yapayım derken göz çıkarılır diyoruz. Türkiye’den elektrik uygun bir maliyetle gelirse ve KIBTEK’in oluşturduğu yüksek maliyetle bu halka sunulursa, halkın ödediği faturalar düşmeyebilir. O nedenle konuşmak, projelendirmek lazım. Maliyetlerin nasıl düşebileceğine ilişkin çalışma yürütülmesi gerekiyor.
***
6 Nisan 2017 tarihinde Kanal T’de yayınlanan Günaydın Kıbrıs programında elektrik alanına ilişkin yaptığım güncel değerlendirmenin videosu:
Enerji Oyunu. Kitabın ismi, “Enerji Oyunu”. Çünkü bu büyük oyunda Kıbrıslı Türklerin tüm siyasi dezavantajlarına rağmen bir aktör olabileceğine hep inandım. Bunun için stratejik düşünmenin, kısır tartışmalardan uzak durmanın ve adım adım toplumsal hedefe ulaşabilmek için gerekli siyasi açılımların zamanında gerçekleştirilmesinin gereği üzerinde durdum. Neticede, “Hayat bir oyun. Bir planın yoksa her planın parçası olursun”. Bu, toplumlar için de geçerli. Enerji Oyunu (e-kitap) okumak için tıklayınız.