20 aylık UBP-DP hükümetinin yeni kurulacak hükümete ve halkımıza yeni yıl hediyelerinin bazıları şöyle:
1. Kuraklık ödemeleri. 2016’da 66 milyon TL kuraklık ödemesi gerçekleştirildi. Bu ödemeyi gerçekleştirmek için Genel Tarım Sigortası Fonu batırıldı. Maliye Bakanlığı fona yasadışı aktarılan kaynağın geri dönüşü için her ay gümrüklerde toplanan fona ait gelirlere el koyuyor. Fonun 2017 bütçesi bu nedenle Cumhuriyet Meclisi’nden geçirilemedi yani kurum 2017 yılını bütçesiz tamamladı. 2018 yılında yeni hükümetin hem bu enkazı kaldırmak hem de olası kuraklık ödemeleri için çare bulmak gibi çok zor bir görevle karşı karşıya olacağı görülüyor.
2. Yeni Erenköy Belediyesi çalışanlarının 4 maaş geriliği. Yeni hükümet belediyeye 2017’de ödenmeyen maaşlar için 2018 devlet katkısından avans kullandırmak zorunda kalacak. UBP-DP hükümeti tarafından Aralık 2016 itibariyle tamamlanması taahhüt edilen yerel yönetimler reformunun 2018’de tamamlanmaması halinde Haziran ayında seçilecek yeni belediye başkanı ve belediye meclis üyeleri çözümü olmayan bir enkaz devralmış olacak.
3. Taşımacılık ödemeleri. 2017 yılında oluşan ilave 12,7 milyon TL’lik ödeme taahhüdü yerine getirilemedi. Yeni hükümeti 2018 yılında hem eski 13 milyon TL’ye varan borçları kapatmak hem de yapısal düzenlemelerle durumu iyileştirmek yerine yeni güzergâhlarla durumu daha da içinden çıkılamaz hale sokan UBP-DP’nin yarattığı enkazı toparlayıcı adımlar atmak gibi sıkıntılı görevler bekleyecek.
4. Kontrolsüz artan cari harcamalar. % 10’un altında yıllık enflasyon ortamında görevi devralan UBP-DP, seçim ekonomisi uygulayacak diye görevi % 16’nın üzerinde enflasyonla devrediyor. Yeni yılla birlikte yeni hükümetin hem enflasyonla mücadele kapsamında bazı gelirlerinden geçici bir süreliğine feragat etme hem de 20 ayda oluşan yüksek enflasyon nedeniyle artan kamu giderlerini karşılama zorunluluğu olacak.
5. Ek mesailer. Yeni hükümet hem 2017’den kalan 3 aylık ödemeleri tamamlamak hem de UBP-DP döneminde hiçbir tedbir alınmadığı için iyiden rayından çıkan ek mesai harcamalarını zapturapt altına alabilmek adına elini taşın altına koymak mecburiyetinde olacak.
6. Akaryakıt fiyatları. Yine seçim ekonomisi kapsamında akaryakıt fiyatlarına son 4 ayda yansıtılmayan % 20’nin üzerindeki farklılaşmalar nedeniyle 2017’deki kayıp 100 milyon TL civarında. 2018’de yeni hükümet kamu gelirlerinde ilave 250-300 milyon TL’lik kaybı nasıl telafi edeceğinin formülünü bulmak zorunda kalacak.
7. Sosyal sigortalar. 2016 ve 2017’de hiçbir yapısal düzenlemeye gitmeden afla seçime dönük perde önünde övünülecek bir durum yaratmaya çalıştılar. “Borçlanmadan maaşları ödedik, sosyal sigortaları kurtardık” dediler. 2018’de halının altına süpürülen toz toprak kaçınılmaz olarak ortaya saçılacak. Yeni hükümetin sosyal sigortaları batmaktan kurtarmak için tedbir alması gerekecek.
8. İç borç stoku. 20 aylık dönemde mali tabloyu iyileştirmekle övünen, bütçenin 500 milyon TL fazla verdiğini dahi söyleyecek kadar kendinden geçen ve bu gibi açıklamalarla adeta maliye yönetimimiz tarihinde yalanın kitabını yazmış olan UBP ve DP, bütçede yer almasına rağmen hiç iç borç faiz ödemesi gerçekleştirmeyerek 2018’de 7 milyar TL’yi aşacak bir iç borç stokunun nasıl döndürüleceği konusunda yeni hükümete büyük bir görev bırakıyor.
9. Sağlıkta artan cari harcamalar. Sağlıkta cari harcamaları artırmak dışında hiçbir reforma gidemeyen UBP ve DP, yeni hükümeti, daha da zorlaşan koşullarda sağlıkta yapısal dönüşümü gerçekleştirme zorunluluğu ile karşı karşıya bırakmış oluyor.
10. Elektrik. Seçim ekonomisi gereği tarifeleri gereğince düzenlemeyen UBP ve DP bir kez daha 2013 öncesinde yaptığı gibi KIBTEK’i zararına üretim yapar pozisyona hapsetti. Yapısal düzenlemelere ilişkin bir arpa boyu yol kat edemeyen, Enerji Dairesinin kurulmasını dahi sağlayamayan UBP-DP’nin yarattığı enkazı toparlamak için yeni hükümeti eşzamanlı olarak hem yapısal düzenlemeleri hem de KIBTEK’in zararına üretim yapma durumunu ortadan kaldıracak çalışmaları yürütmek gibi zor bir görev bekliyor.
11. Su. Türkiye ile imzalanan anlaşmayı ihlal eden, bir yılda tamamlanması öngörülen geçiş dönemini uzatan UBP-DP, arkalarında fahiş su fiyatlarını bırakıp görevi devrediyor. 2018 yılında yeni hükümetin maliyetleri düşürecek şekilde kaldığı yerden altyapı yatırımlarının başlamasını da sağlamak üzere Türkiye ile imzalanan anlaşma çerçevesinde su alanında ciddi adımlar atması gerekiyor.
12. Türkiye ile imzalanan protokoldeki taahhütler. 20 aylık sürede 30 reform eyleminden hiçbirisini tamamlayamayan UBP ve DP, Türkiye ile ilişkilerde itibarı yerlerde sürünen bir KKTC idaresi devredecek. Yeni hükümetin 2016-2018 dönemi için öngörülen reformları ve altyapı yatırımlarını 2018 yılı içerisinde azami ölçüde hayata geçirmek ve mümkün olduğunca reform destek ödeneği ile altyapı yatırım projeleri kapsamında taahhüt edilen desteklerin realizasyonunu sağlamak gibi bir zorunluluğu var.
Bunlar ilk anda akla gelenler. Bakalım enkazın altında daha neler neler var…
Bir de utanmadan çıkıp her şeyin rakamlarla ortada olduğundan, çeşitli çevrelere ne kadar çok ödeme gerçekleştirdiklerinden, herkesin hükümetten memnun olduğundan, yaptıklarının yapacaklarının garantisi olduğundan bahsediyorlar.
Demokrasi tarihimiz boyunca sanırım hiçbir hükümet sırf seçim meydanında “şu çevrelere bilmem ne kadar ödeme gerçekleştirdik” diyebilmek için sisteme bu denli zarar verip de her şeyi yüzüne gözüne bulaştırmamış, zaten çökme noktasında olan sistemimizde bu denli büyük yaralar açmamıştır.
Yaratılan bu enkaz rakamlarla açıklanamayacak kadar büyüktür.
Üstüne üstlük Türk Lirasının son bir yılda % 35’e varan değer kaybıyla birlikte düşünüldüğünde, geniş halk yığınlarının cebindeki paranın pula dönüştüğü koşullarda sadece eşel mobil ile kamu çalışanlarını hayat pahalılığı karşısında ezdirmemek yeterli olmayacak, örneğin asgari ücretlilerin de alım gücünü artırabilmek adına çok somut girişimlerde bulunulması gerekecek. Bu girişimlerin başta esnaf olmak üzere işverenleri batırmayacak girişimler olmasına da özen gösterilmesi gerekecek.
Tüm bunlar, yeni hükümet açısından göreve gelir gelmez yapısal düzenlemelerle temel kamu hizmetlerinde ve reel sektörde maliyetleri düşürmeye ve kaliteyi artırmaya dönük seferberlik ilan edilmesi ve çok yoğun çalışılması zorunluluğunu ortaya çıkarıyor.
2018, halının altına süpürülen tüm sorunların ortalığa saçılacağı, yeni hükümetin bütçeyi son sürat meclisten geçirmek gibi bir ödevi de içerecek 1-2 aylık icraat döneminin ardından 2 aylık bir süre için seçim yasakları nedeniyle elinin kolunun bağlanacağı, mucizeler beklenmemesi gereken bir yıl olacak.
Seçime bir hafta kala ve yeni yılı karşılayacağımız bu özel gün içerisinde böylesi karamsar bir tablo çizmek istemezdim ancak karşı karşıya olduğumuz durumu görmek, bilmek, paylaşmak ve sistemi adeta çökertmek pahasına attığı adımlarla marifetmiş gibi övünmeye çalışan, kendini alemin akıllısı zanneden UBP-DP hükümetinin yarattığı yıkımı göremeyenler varsa görmelerine yardımcı olmak gerekiyor.
Kısa, orta ve uzun vadeli planlamalar yapabilecek, halkın güven duyacağı, ciddi, samimi ve sorunları halının altına süpürmeyecek bir hükümetle ve tabi ki Türkiye Cumhuriyeti’nin bu cendereden çıkmamız için karşılıklı taahhütler çerçevesinde bize sağlayacağı desteklerle, bu enkazı kaldırıp yerine üretime dayalı yeni bir ekonomi inşa edebiliriz. Kimse endişeye kapılmasın; çalışır yaparız!